Erteleme, iş hayatındaki insanların, öğrencilerin, hatta herhangi yapılacak bir işi olan neredeyse herkesin ortak sorunu. Bir işi erteleme o işi yapmamız önündeki bence en önemli sorunlardan biri. Bir defa işe koyulduğunuzda zaten erteleme denilen engel kalkmış oluyor. Ama asıl sorun nasıl olacak da o işin başına oturulacak.
İşte bu videomda bu konuya değinmek istiyorum. Erteleme hastalığından kurulmak mümkün mü? Esasen bunu başarmak gayet mümkün. Başarılı insanların, iş adamlarının, devlet adamlarının ya da liderlerin hayatlarını incelerseniz çoğununun ertleme sorununu çözdüğünü görürsünüz. İşte o insanların ortak bir özelliği var.
Bununla beraber erteleme hastalığı ile savaşmak için yapabileceğimiz küçük şeyler de yok değil. Yukarıdaki videoda bu konulara değindim. Buyurun, izleyin.
Zaman yönetimi demek zamanı daha efektif kullanmak demektir. Zamanı efektif kullanmak işleri halletmek demektir. İşlerinizi uzamalarına müsade etmeden halletmek istiyorsanız cep telefonumuzdaki bildirimler kısmına gidip, bu bildirimleri kapatın.
Cep telefonu büyük nimet, daha doğrusu artık gereklilik, hatta kimileri için hayatın neredeyse vazgeçilmez bir parçası. Ama bu aletleri kullanmasını bilmek lazım. Günün her saatinde bir uyarı almak dikkatinizi dağıtır. Bu da işinize konsantre olmanızı engeller. O sebepten tavsiyem bildirimleri kapatmanızdır.
Yaklaşık onaltı onyedi yaşlarımda müziğe olan ilgim doruğa çıktı. Etrafımdaki arkadaşlarım müzikle uğraşmaya başladılar. Ben de onların arasında yalnız kalmamak için gitar öğrenmeye karar verdim. Sonuç olarak insan arkadaşlarından etkileniyor; kır atın ya huyundan ya tüyünden demiştik. Bu yola çıkıp gitarist olmak için gitar öğrenmeye başlamakla kalmadım, bir zaman sonra gitar dinlediğim virtüöz gitaristler gibi gibi olmaya karar verdim.
Yaşıma göre ve aynı zamanda da öğrenimime devam ederek elimden geldiğince sıkı çalışmaya başladım. Bazı konularda ileri giderken bazı konularda da gereken adımları atmadım. Neticede kendimce sıkı bir gitarist oldum. Ama geçimini buradan sağlayan bir müzisyen oldum mu? Olmadım. Yine de iş hayatında işime yaratacak çok güzel dersler aldım.
Beyin vücudumuzun en çok enerji harcayan organıdır. Beynin enerji kaynağı, yani yakıtı oksijendir. Beyinden oksijeni kesin, çok uzun sürmez, kalıcı tahribata yol açarsınız. Beyne yeterli miktarda ve düzenli oksijen sağlamak demek beynin düzenli çalışmasına destek olmak demektir. İşte bu yazıda bahsi geçen basit nefes tekniği bu noktada önemlidir. Düzgün nefes tekniği bu düzeni sağlar.
Vücuda oksijen sağlayan organımız akciğerlerimizdir. Akciğerlerimiz istemsiz çalışmasına rağmen kontrol edilebilir. Bu özelliği sayesinde kontrol edemediğimiz diğer organlarımızı bir noktaya kadar etkileyebiliriz. Akciğerlerimizi kontrol ederek kalbimizin ritmini düzenleyebiliriz. Düzenli çalışan kalbimiz de beynimize düzenli oksijen gönderir. Bu sayede anlık stres yaratan ortamlarda beynimizin rahatlamasına yardımcı olabiliriz.
Nefes Tekniği
Bunun için tek yapmanız gereken sakince bir yerde oturup derin derin ve düzenli nefes alıp vermektir. Bir iki saniye derin bir nefes alın sonra bir iki saniyede bu nefesi geri verin. Burada yapmanız gereken şey derin nefes alıp verme işlemindeki hava miktarını hep aynı tutmak ve aynı ritimde nefes alıp vermektir. Derin nefes ile kast edilen şey alınan hava miktarının fazla olması ve akciğerleri doldurmasıdır. Bu noktada bir tavsiye nefesi karnınıza değil göğsünüze almaktır. Bu hareketi bir iki dakika boyunca tekrar ettiğinizde sakinleştiğinizi ve çok ekstra stres yaratacak bir durum yok ise daha berrak düşünmeye başladığınızı göreceksiniz. Bu yüzden değil midir bir şey olduğunda ilk tavsiye edilen derin derin nefes alıp vermenizdir?
Bu yazıdaki bilgilere ek olarak Wim Hof Nefes Tekniği hakkında da bilgi almak için ilgili sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Wim Hof ünlü nefes tekniğini kameralar karşısında uygularken
Geçenlerde sağlık üzerine internetteki makalelerde gezinirken rastladığım 26 farklı dünya rekorlarıyla ilgimi çeken “Buz Adam” (The Iceman) lakaplı Hollanda’lı gözüpek maceraperest Wim Hof’un −20 °C soğuk havada Klimanjaro Dağı’na tırmanması çok ilgimi çekti. Biraz araştırınca bu adamın Wim Hof Nefes Tekniği denilen ilginç bir nefes tekniği olduğunu öğrendim. Kendisinin anlattığına göre bu teknik söz konusu uç denemeleri yapmasında kendisine çok yardımcı oluyormuş. Herhalde bunun dışında da bu dayanıklılığın bir açıklaması vardır. Ayrıca bir şeyi sürekli yapıyor olmak da insanı geliştiriyor ki yeteneğin temelinde de bu azimli ve düzenli çalışma vardır.
Fakat bence herşeyden öte böylesine doğaya meydan okuyan şeyleri denemek kuvvetli ve net bir bakış açısının neticesi. Wim Hof dört çocuğunun annesi olan ilk karısını üzücü bir intihar sonucu kaybetmiş. Söylediğine göre kendini çok etkileyen bu olay böylesine soğuk ortamlarla yüzleşmesi için teknikler geliştirmesine araç olmuş. Şurası kesin ki bir yetenek sizde Allah vergisi olarak olsun yada çalışmayla gelecek olsun, siz onu yüz üstüne çıkarmaya niyetli değilseniz gelişmez. Yani bir başarının asıl sebebi ne kullanılan teknik, ne nasıl bir kas yapın olduğu, ne de içinde bulunduğun şartlar. Tamam bunlar da başarının büyük yardımcısı olabilir ama esas olarak o işi yapmaya dair içinde sağlam bir gerekçen yoksa, bunların hiç biri bir işe yaramaz.
Aşağıda merak edenler için Wim Hof Nefes Tekniği’ni yazmak istiyorum ama bunu bir uzmana danışmadan tatbik etmemenizi istiyorum. Kısacası sizi bu tekniğe özendirip kendinize zarar vermenize sebep olmak istemem.
Nasıl Uygulanır?
Wim Hof önce rahat bir pozisyona geçiyor.
30 defa hızlıca ağızdan veya burundan nefes alıp, bu nefesleri ağızdan hızlıca geri veriyor.
Son nefesi verdiğinde derin bir nefes alıp ciğerlerindeki tüm havayı boşaltıyor ve nefesini tutuyor, beklemeye başlıyor.
Nefesi kesildiği anda tüm ciğerlerini tekrar temiz hava ile dolduruyor ve bu sefer nefesini 10 saniye kadar tutuyor ve bırakıyor.
İşlem bitince rahat bir şekilde kendine gelene kadar bekliyor ve sonrasında içinde bulunduğu soğuk havada yürümeye başlıyor.
Lütfen bunu bir doktora yada uzmana danışmadan denemeye kalkmayın.
Hayatta bir nefesten fazlası ile daha da yükselmek isterseniz de koçluk için beklerim. Arayın, konuşalım.